Serkan ChengizKhan
 
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretşi defteri
  Oku Bakalım.
  Bir Tebessüm
  ResimleriM
  Videolarım
  Mp3 Dinle
  Bağlantı
  İslami Slaytlar
  Delikanlı Adam Nasıl Olur ?
  100 Dilde Seni Seviyorum
  Sevmek Özlemektir
  Msn Nickine Şekil Ver
  İnterneti Biz Bulsaydık ?
  "Alo" Nereden Çıktı
  Arkadaslarına Tavsiye Et
  Şiirlerim
  Ruhunuzu Dinlendirin
  Kalbini Dinle
  Benden Sana Bir Yol
  Yürek Sesi
  İlahi Dinleyin
  Yürek Dayanmaz
  BİLGİSAYAR ATASÖZLERİ
  Etki-Tepki Olayı
  Bilgi Yarışması
  Oyununu Seç
  Ülküdaş
  Bir Şarkı Yazdım Sana
  MEDİNEYİ AĞLATAN EZAN
  3 Hilal
  Türk Demek..
  Bozkurt Destanı
  Kara Liste
  Yeni Ben
Kalbini Dinle
 
 
Spaces giriş sayfası  YÜREKSESİFotoğraflarProfilArkadaşlarDiğer Araçlar Spaces topluluğunu incele

YÜREKSESİ

20 Ocak

yureksesi

 

 

 

 


 

 

                                  

YÜREKSESİNE HOŞGELDİNİZ

          

                      

YENİ ALANIM İÇİN                      TIKLAYINIZ

  

 KÜLTÜR VE SANAT        KADININ SESİ           GALERİ           YAZILARIM               ŞİİRLERİM            SİZDEN GELENLER

  

KONUK DEFTERİM      SON DAKİKA         TEKNOLOJİ         İLGİLİ LİNKLER   SOHBET  ALANI  VE KODLARI  İÇİN TIKLAYINIZ
 
 
PC PAYLAŞIM PLATFORMU                 SPACE VE BLOK HTML KODLARI
 

RADYO YÜREKSESİ TIKLAYINIZ!

 

Online Müzik Dinlemek İçin Tıklayınız

 

aşk özgür kılındıkça kutsanır...?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • YÜREKSESİ........!.yeni...      bir sana birde bana
  • YÜREKSESİ.........!.yeni.....    gülümcan
  • YÜREKSESİ.........!.yeni.....    fotoğraflarınızı hiç böyle izlediniz mi

     

     

     

     

     

    Yor beni hayat, Kendimi anlatamadıysam sana yor beni, Göremediysem bir kelebeğin kanatlarındaki gökkuşağını, Yanmadıysam kokusu ile bir karanfilin,
    Dokunamadıysam bir bebeğin teninde saflığın yüreğine...
    Vur beni alnımdan hayat...!
     

     

     .........her sey sende gizli ..........

    Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
    Kanatların çırpındığı kadar hafif..
    Kalbinin attığı kadar canlısın,
    Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
    Sevdiklerin kadar iyisin,
    Nefret ettiklerin kadar kötü..
    Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
    Karşındakinin gördüğüdür rengin..
    Yaşadıklarını kâr sayma:
    Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
    Sevdiğin kadardır ömrün..
    Gülebildiğin kadar mutlusun.
    Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
    Sakın bitti sanma her şeyi,
    Sevdiğin kadar sevileceksin.
    Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
    Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
    Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
    Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
    Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
    Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
    Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,
    Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
    Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
    Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
    Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
    İşte budur hayat!
    İşte budur yaşamak,
    Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
    Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
    Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
    Bebek ağladığı kadar bebektir.
    Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
    bunu da öğren,

    SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...

    .

    Can Yücel

     

     

            SENSİZLİK ZOR...!

    Gelirsin diye ,
    Çatlaşmış toprağa kirpiklerimin ıslaklığını bezedim
    Ayrılıklardan bizar olmuş gönlüme
    Sadece senin gelmeni diledim
    Omuzlarımdaki acılarımı bir hamlede seninle silkeledim

    Avuçlarımda sensizlikte akan gözyaşları
    Dilimde ise gidişinde bestelenen ah u figan
    Yarınımı unuttum, sensiz bugünümü bildim hep ziyan
    Ayrılık ateşi yanarken avuçlarımda
    Kader terazisinde kalmamış ince mizan

    Sensizliğin karanlığında kaybettiğim güneşimi ararken
    İpi kopmuş uçurumlarda sensiz dolaşan ruhumu seyrettim
    Sen yokken hep büyük günahlara yoldaşlık ettim
    Uğruna, bu canımı çoktan heba ettim
    Sen geleceksin diye gülüşlerimi yarınlarıma tutsak ettim
    Nemli duvarlara bir de sensizlik eklenince
    Geceden sabaha gözyaşımla kaç kez intihara meylettim

    Çok gördün bana, mutlulukla birkaç sıcak tebessümü
    Gidişinle kuruttun seninle açan yüzümdeki taze terennümü
    Oysa seninle ne çabuk unutmuştum katmerleşmiş hüznümü

    Gelmedikçe büyüyen yalnızlığında lal oldu bu dilim
    Düşündükçe sensiz beni, sensizlikte ben sanki bir hiçtim
    Ham yüreğimle ayrılığın ateşinde hep sana piştim
    Umutlarım seninle gurbete düştü düşeli
    Anlamı nedir diye sorgulamıyorum bu uzun sükutun
    Belki de yüreğim hep sensizliğe meftun
    Tomurcuğunu yitirmiş gelincik gibi
    Gidişinle yüreğimdeki umut çiçeklerini çoktan kuruttun

    Bensiz ne yapıyorsun diye sorarsan
    Kalbimde sensizlikte biten yediverenleri ayıklıyorum
    Sanma ki sensiz buralarda yasıyorum
    Sensizlik zormuş meğer yavaş yavas ona alışıyorum.

     

     

    Senin yükün ağır, altında ezilense ben.
    Sen gözlerimden üşüyorsun,
    Ben bir çakımlık kelimenle tutuşuyorum.
    Başlığa gerek yok. gelişmedeyim ben, sense sonuçta
    Adımı sorma Gözüm
    Senleyken unutuyorum.

    Senin siyahların aklanırken,
    Benim içimde bir yumak kent büyüyor.
    Sokakların sessiz arsızıyım.
    Eşkalin değil gölgen düşüyor yollarıma,
    Kayboluyorum….
    “aşk yalnızlık”tı Gözüm ve bir bilsen nasıl yalnızım…

    ellerimden girdiğin düşlerimin dalgın kuşkuları,
    gözlerimde ve sözlerimde şimdi.
    bir çakımlık kelimenle tutuştur yine.
    parmaklarınla yüreğinin cesaretini koy teraziye,
    can fitili için aradığın kibrit ağır basan kefede.
    yokluk deme Gözüm
    senin gölgen varlığa kanıt bende…

    bende yağmurlar hiç dinmiyor.
    ektiğin kelimeler içimde yeşeriyor.
    küllerini ben topluyorum, kimselerin dillerinden,
    aynandan yansıyan alev oluyorum.
    hasret sen adındaki çıkmazım,
    yoruluyorum….


    Senden gelen afetlere alışkınım ben.
    Senin adımların yoklaşırken benim içim acıyor.
    Bir volkan patlıyor gırtlağımda,
    Alev alev senin adın akıyor ciğerlerime.
    Gözlerim sen sürgünü….
    Bende vuslat; ünlem yanılgılarının üç noktaya dönüşümü,
    Ahım kapalı bir zarf dudaklarımın arasında.
    İçimin sesi bir çocuğun ağlayışındaki ürkeklikte gizli,
    Ölümse parmak uçlarındaki cesarette….

     

     

                   

    Sen-sizlik doğurursan sessizlikte çığlık çığlığa
    Sesin boğulur sevdalara beş kala, 10 geçe
    Gece her daim oyunda; oyun hep aynı sahnede
    Yağacaksa… sessizliğe yağsın; damlalarsenfonide
    Aşk bir yara..
    Kanasa da yaraların; çiceklere gebe yüreğin
    Sen-sizlik dört duvar hücrede bir ışık süzmesi
    Prangalardan yüzüne yansıyan.. bir ışık bu aşk
    Ses’in yetmez ; sizlik bitmez “sen” ben” lik
    Bir kapı kapanır gece döşünde sessizliğe
    Bir kapı açılır sen-sizlikten dışarıya…
    Yitik zaman… umuttan ıraksan var
    Böl-sen-de günleri saate
    Saatler kendinden intihar dakikalara
    Yiten.. sadece uçurumda… bir gü
    l.
    .
    Gül’se.. gülümseyen gözlerinde

     

     

     

     

     

     

     

    Sana,sensizliği defalarca gemilerine koyup yaktığım denizlerin kokusunu getirdim avuçlarımda,tut ellerimi…Tut ki,avuçlarına aksın yüreğimdeki martıların çığlıkları.Tut ki,içine vursun adını sakladığım dalgalar.Gözlerin kum ağlasın.Seni anlattığım yosunlar düğümlensin parmaklarına…Tut ki senin için sakladığım yakamoz yitip gitmesin…
    Sana,kimselerin adını bilmediği, masal dağının çiçeklerini derledim,çığlara bata çıka,her birinde sevdamın rengi çağlayan…Her biri sen kokan…Dokun renklerine.Dokun ki, düşlerimin seninle soluklanan mevsimlerini gör.Dokun ki, hasretimin en zemheri vakitlerde sana nasıl çiçek çiçek çoğaldığını gör.Dokun ki, senin için büyüttüğüm, adı” umut” çiçeklerim solup ölmesin…
    Sana,en sevdalı türkülerini çaldım rüzgarların…Güvercin kanadından esen ıslığı,ilkyaza boy veren çiğdemin gülüşünü…Yağmurun sesini topladım sana.Dinle.Dinle ki, seni nasıl sevdiğimi gizlediğim şiirler, ıslatsın saçlarını.Dinle ki, sustuğum yerde senin için kanayan türkülerimi duysun yüreğin.İçimdeki çocuk, gökyüzüne salarken uçurtmalarını,dinle sesini…Dinle ki, senin için biriktirdiğim sevdalı ezgiler tükenip
    bitmesin…
    Sana,yıldızlar kopardım gecelerimden.Sana dair dileklerimi sarıp sarmalamış kuyruklu yıldızlar getirdim,bak ellerime…Al…Al ki, olacaksa gecelerin,seni anlattığım yıldızlar dönensin başının üstünde. Ve karanlığı en kuytu köşelere atsın…Al ki, yıldızlar, seni sana anlatsın…Al ki, adını yazdığım şafak çiğleri azalmasın sabah ayazlarından.
    Sana,yokluğunda omzuna yaslandığım sensizlikleri getirdim.Yaralı mektuplardı adresi olmayan sokaklarına bıraktığım.Hoyrat fırtınalar getirdim, yüreğimi bütün iklimlerde adalarına savuran.Ve denizlerine akan ırmaklarımı getirdim sana, en mavi sesiyle…Bırak…Bırak ki,çoğaltayım sevdamın yangın yerlerinde seni…
    Sana,bin yıllık hasretimi getirdim kucağımda.Aç kapılarını yüzüme.Kaldır yüreğinin pencerelerini,duvarlarını yık çizdiğin evlerin.Gecenin karanlığını sök at gecenin yüzünden.Ve evrenin bütün ışıklarını yak…Ellerimi tut…Gözlerime bak…Sesimi dinle…Yüreğime dokun…Çağlayışımı gör…Aydınlığında yıka beni…Çünkü ben,toprağına köklerimle tutunmaya geldim…Çünkü ben,yazılmamış öykülerimi yazmaya geldim…Çünkü ben,sevdamın hasretini yakmaya geldim…Çünkü ben,göğsüne başımı saklamaya geldim…
    ÇÜNKÜ BEN,BEN SENİ SEVMEYE GELDİM…


     

     

     

     

     

     

     

     

     

     
 
   
Bugün 5 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol